Mavi En Sıcak Renktir, temelde Clémentine ve Emma karakterleri üzerinden toplumun bize dayattıklarının ne derece doğru olduğunu, kabul görme ihtiyacını ve kendini keşfetmekte olan bir gencin iç çatışmalarını konu alıyor. İnsanın gerçekten istediği şeyler ve kendisinden beklenenler arasında bazen uçurumlar olabileceğini ve bu uçurumların aslında ona kendini bulmasında yardımının dokunabileceğini…
Jul Maroh; Clémentine karakteriyle gençlik, tecrübesizlik, toplum baskısı, aileyle çatışma gibi kavramları son derece yalın ve içten bir şekilde işlerken Clémentine ile neredeyse taban tabana zıt bir kişilik taşıyan Emma karakteri ile ise olgun, cesur, kendini tanıyan ve ne istediğini bilen, özgür bir genç kadın portesi çiziyor.
İki karakter arasında yıllar boyunca yer yer sarsılsa da aslında her geçen gün daha da sağlamlaşan bir ilişkinin gelişimini okuyoruz bu çizgi romanda. Tahmin edilemeyen sonuyla yüreğimi burkan Mavi En Sıcak Renktir’de anlatıcımız geçmişe gittiğinde çizimlerin siyah beyaz olması ve yalnız mavi renge vurgu yapılması de hoşuma giden detaylardandı. İki ana karakterin aile ve arkadaş ortamındaki sınıf farkının işlenişi, tanıştıklarında Emma genç bir sanatçı olma yolunda ilerleyen bir güzel sanatlar fakültesi öğrencisiyken Clémentine’nin henüz lisede olması ve Emma sayesinde kendini keşfetmeye cesaret edip kitap boyunca olgunlaşmasını okumak çok güzeldi. Tüm bunlara ince düşünülmüş çizimler de eşlik edince kitap bittiğinde yüzünüze buruk bir tebessümün yerleşmesi işten bile değildi tabii.
Kitabın 2013 yılında Abdellatif Kechiche yönetmenliğinde aynı adla beyaz perdeye de taşınan filmi, Cannes’da Altın Palmiye kazanan ilk çizgi roman uyarlaması olma özelliğini de taşıyormuş. Ben henüz filmi seyretmediğim için bir karşılaştırma yapamıyorum ancak film izlenecekler listemde başı çekenler arasında.
Yazıma son noktayı Emma’nın şu sözleriyle koymak istiyorum: “Dünyayı ancak sevgi kurtarır. Sevmekten neden utanacakmışım?”
Çok güzel 👌
YanıtlaSilHarika! Listeme ekliyorummmmm
YanıtlaSil