Merhaba!
Yine upuzun bir aranın ardından -bu giriş de üzerime yapıştı, farkındayım-
sizlere bir kitap yorumuyla daha geldim: Ballı Çörek Kafeteryası.
Bu kitap ortaokul yıllarımdan beri kitaplığımın rafları arasındaki yerini
koruyor. Yıllar içinde evimiz değişti, kitaplığım değişti, okuma zevkim
değişti, hatta kitaplarımın bir kısmını kütüphaneye bağışladım ama elim bu
kitaba ne zaman uzansa içimden bir ses henüz okumadığım bir kitabı bir yere
bağışlama veya gözden çıkarma fikrine yanaşmıyordu.
Yine bu uzun karantina döneminde kitaplığımı temizlerken bu düşüncelerimi
hatırlayıp kitaba bir şans vermenin vakti geldi diye düşündüm ve hemen kitabı
okumaya başladım.
Ballı Çörek Kafeteryası; annesini kaybettikten sonra babası ve maceraperest
teyzesiyle birlikte, annesiyle hep hayalini kurdukları kafeteryayı açan Sıla ve
birbirinden ilginç hikayeleriyle kafeteryanın müşterilerini konu alıyor.
Kitabın her bölümünde önce Sıla'nın hayatında o günlerde neler olup bittiğini,
ardından da o bölüme konu olan müşterinin hikayesini okuyoruz.
Zeynep Cemali, çocuk edebiyatı alanında ismini sıkça duyduğum bir yazardı.
Küçükken kitaplarını hiç okumamış olmamın da verdiği merakla başladığım Ballı
Çörek Kafeteryası, sıcak hikayesi ve içten karakterleriyle beğendiğim bir kitap
olsa da, müşterilerin hikayelerinin kimi zaman asıl hikayenin önüne geçtiğini
düşünüyorum. Bu durumdan kaynaklı arada sırada kopukluklar yaşamama rağmen
kitabı öykü okumayı seven ve okunacak hafif bir şeyler arayanlara, özellikle de
çocuklara tavsiye ederim.
Kitapla kalın!
Yorumlar
Yorum Gönder