Merhaba! Sevdiğim Tüm Erkeklere serisinin ilk kitabının yorumunu burada paylaşmadığımdan bu gönderide kısaca iki kitaptan da bahsetmeye çalışacağım.
Serinin konusunu kısaca bir anlatayım: Lara Jean adlı bir kızımız var, zaman içinde âşık olduğu tüm erkeklere birer mektup yazmış. Bu mektuplarda tüm samimiyetiyle içini döken Lara Jean, onları annesinin ona hediye ettiği şapka kutusunda saklıyor. Her çocuk için birer tane olmak üzere toplam 5 tane mektup var: Peter, Kenny, John, Lucas ve kapı komşuları –aynı zamanda ablasının sevgilisi olan- Josh’a yazılmış bu mektuplar.
Bir gün Peter, elinde Lara Jean’in mektubuyla ortaya çıkınca Lara Jean mektuplarının postaya verilmiş olduğundan şüphelenir ama aynı zamanda bunu aklı almaz çünkü mektupların varlığından kimse haberdar değildir. Ancak maalesef tahmini doğru çıkar: Mektuplar postaya verilmiştir. Böylece Lara Jean’in hayatı karmakarışık bir hal alır.
İlk kitap kabaca yukarıda bahsettiğim olay üzerinden ilerliyor. Bu kitapta ise ilkinde de adı geçen mektup sahiplerinden, Lara Jean’in çocukluk arkadaşı MUN’ci John ortaya çıkıveriyor! (Ne kadar da Türk dizisivari) Kendileri benim bu beş erkek arasından favorim olur bu arada.
Lara Jean hakkındaki görüşlerim ise hala aynı. Kendimle özdeştirdiğim bir karakter değil ama yine de samimiyetini ve ailesiyle olan ilişkisini sevmediğimi söyleyemem.
Aşk üçgeni (daha doğrusu çokgeni) unsuru ilk kitapta gözümüze bu denli sokulmadığından ilk kitabı okumak benim için daha zevkliydi. Bu kitapta kararsızlıklar had safhadaydı. Ama karakterler sayesinde bunu az da olsa görmezden gelebildim.
Biraz da filminden bahsetmek istiyorum. Açıkçası ben filmin bu kadar çok tutacağını tahmin etmemiştim. Ayrıca filmi izlememe rağmen karakterleri filmdeki gibi canlandırmadım kafamda.
Kısaca eğer okunacak hafif şeyler arıyorsanız bu seriyi size önerebilirim. Tatlı ve akıcı üslubuyla kendini okutuyor. İngilizce olarak okumak isterseniz de dili ağır değil.
Yorumlar
Yorum Gönder