“Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı, yanılsamanın hüküm sürdüğü şu dünyada bize iyi ve doğru olarak dayatılanı değil de, kötü olduğu söylenerek bizden uzak tutulanı tercih etmek ne derece mümkündür?”
Merhaba! Bugün gerçekten çok farklı ve çok uç bir kitabın yorumuyla karşınızdayım. Bir yeraltı kitabı olan ve bu türün babası olarak anılan Chuck Palahniuk’un kaleme aldığı “Görünmez Canavarlar” bu kitabımız.
Bu kitap benim okuduğum ilk yeraltı kitabıydı ve bu yüzden oldukça heyecanlıydım, uzun süredir başlamak istediğim türlerin başında geliyordu yeraltı edebiyatı.
Kitap başkarakterimiz olan Shannon tarafından anlatılıyor. Shannon genç ve güzel bir mankendir ve her şeye sahiptir. Geçirdiği kazadan sonraysa şimdiye kadar sahip olduğu tek şeyin aslında karakteri olduğu gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalır. Bu yüzleşmede yalnız değildir, ona hastanede tanıştığı, ameliyatla kadın olmaya hazırlanan Brandy Alexander ve eski sevgilisi (?!) Manus eşlik eder.
Üçünün çıktığı “benliğinle yüzleşme” yolculuğunu bir solukta okuyacaksınız. Okurken dikkatinizi vermeli ve ayrıntılara dikkat etmelisiniz. Çünkü yazar sonrasında o ayrıntıları bir bir karşımıza çıkarıyor.
Kitap sondan başa doğru anlatıldığından bu kimi zaman kafa karıştırıcı oldu benim için. Ama sona yaklaştıkça her bölümde sarsıcı bir sürprizle karşılaşmamız yazara olan hayranlığımı arttırdı.Yazar “kendinle yüzleşme” ve “cinsel tercih” kavramlarına farklı bir bakış açısıyla yaklaşmıştı. Cinsiyetin bile sadece görüntüden ibaret olduğunu vurguluyordu.
Çok etkilendiğim bu kitap, beni Chuck Palahniuk’un kalemiyle tanıştırdığından benim için özel bir kitap olarak kalacak.
Yorumlar
Yorum Gönder