Bir Çöküşün Öyküsü, Stefan Zweig'dan okuduğum ikinci kitap ve sanırım yazara olan hayranlığım her satırda daha da artıyor.
Bu
hikaye, kralın gözünden düşmesiyle saraydan kovulan bir kadını konu
alıyor. Başkarakterimiz Madame de Prie zamanında herkes tarafından saygı
gören güçlü bir kadınken, sürgün edilmesi üzerine hayatının nasıl
bambaşka yönlere sürüklenebileceğine şahit oluyoruz.
Madame de
Prie'nin kibrine, hırsına ve herkesi oyuncağı gibi görmesine her ne
kadar sinirlensem de; çaresizliğine, yalnızlığına ve yaşadığı ruhsal
çöküntüye üzülmediğimi söyleyemem.
Dürüst olmak gerekirse klasikleri
yorumlarken şöyle bir kalıyorum ve yorumumu nasıl bitireceğimi tam
olarak kestiremiyorum. O yüzden aşağıya hoşuma giden birkaç alıntı
bırakıp kaçacağım. Keyifli okumalar!
''Tek bir insanın diğeri için neler ifade edeceğini hiç bilmemişti, çünkü hiç yalnız kalmamıştı.''
"Ve bu bir saniyelik yaşamın ölüm olan bedeli ağır sayılmazdı."
Yorumlar
Yorum Gönder