Aynı Yıldızın Altında - John Green | Kitap Yorumu



“Bu dünyada incinip incinmeyeceğine dair tercih yapma şansın yok ancak seni kimin inciteceğini seçebilirsin.”


Okumayı yıllardır ertelediğim, çok uzun zamandır listemde bekleyen kitaplardan biriydi Aynı Yıldızın Altında. Bu kitabı okumayan -ya da en azından filmini izlemeyen- kaldı mı bilmiyorum ama birkaç hafta öncesine kadar ben o insanlardan biriydim, bu yüzden bir cümleyle de olsa kitabın konusundan bahsetmek istiyorum: Kitap kanserle savaşan ve her sabah gözlerini o günün son günleri olabileceği ihtimalini bilerek açan iki gencin sayılı günlerin içinde kendilerine bir sonsuzluk yaratmalarını ve o sonsuzluğun içinde kaybolmalarını konu alıyor.

Kitapta en çok hoşuma giden şey verdiği mesajdı. Öldükten sonra hatırlanmak ve geride iz bırakmaya dair güzel cümleler vardı. Kitaptaki bazı cümleler bazı konulara hiç bakmadığım açılardan bakmama yardımcı oldu. Aynı zamanda başkarakterlerin kendileriyle barışık olmaları ve hastalıklarıyla dalga geçebilmeleri de yüzümü gülümseten detaylardandı.

Fakat kitapta beğenmediğim noktalar da yok değil. Örneğin, Augustus karakteri hakkında Hazel’ın anlattıkları dışında bir şey öğrenemiyoruz kitap boyunca. Ben Augustus’un iç dünyasına daha fazla inilmesini veya kitabın bir bölümünün onun bakış açısından yazılmış olmasını isterdim. Biraz yüzeysel buldum o bölümleri, bu da kitabın etkileyiciliğini azalttı benim gözümde. Bunun dışında kitap beklediğim kadar kalbime dokunmadı. Bunun da iki sebebi var: Birincisi, az önce bahsettiğim gibi karakterlerin yüzeysel olması ve gereken duyguyu verememesi. İkincisi, bu kitabın okuduğum ilk genç-yetişkin kitaplarından birisi olmaması. Tıpkı Fısıltı serisinde olduğu gibi, Aynı Yıldızın Altında da bu türe yeni başladığım zamanlarda okusaydım daha çok etkileneceğim kitaplardandı.

Yine de, John Green’i günümüz genç-yetişkin edebiyatının temsilcilerinden biri olarak görüyorum ve geçenlerde TÜYAP’tan aldığım “Alaska’nın Peşinde” ve “Kaplumbağa Kabuğunda Dünya”yı da okumak için sabırsızlanıyorum. Hatta Kaplumbağa Kabuğunda Dünya’ya başladım bile...


Yorumlar